16 Nisan 2009

RES PUBLICA

Latince bir tabir olan “res publica” kelime anlamıyla “kamu malı” ya da “halkın malı” anlamına gelir. Batı dillerindeki “republic” yani cumhuriyet bu tabirden türemiştir.

24 Ekim 2008

İslam ve İktisat üzerine tartışma notları


BBC World yapımı bir program: "Amerika'da İslam". Program kendi halinde Amerikalı Müslümanlardan (ülkemizde de ilgi ile karşılanan) komedi şovu "Allah Made Me Funny" ("Allah Beni Komik Yarattı")ya dek Amerikalı Müslüman hayatlar ve simaları ekrana getiriyor. Kaliforniyalı genç, yağız ve yakışıklı bir Müslüman son derece kendinden emin konuşuyor: "Amerika'nın hayalleri ile İslam'ın hayalleri arasında bir karşıtlık yoktur. İslam kapitalist bir dindir."

1 Şubat 2008

Galata Bankerleri ve Duyun-u Umumiye



Geçmişten adam hisse kaparmış. Ne masal şey!
Beşbin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar.
Hiç, ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?


Mehmet Akif, Safahat



19. y.y. Başındaki Hazırlayıcı Etkenler
1800’lü yılların başından beri Batı, özellikle İngiltere ve Fransa sanayi devrimini gerçekleştirme yolundadır ve gelişen endüstrilerine dünyanın dört bir yanında hammadde ve pazar aramaktadırlar.

2 Ocak 2008

Segmenter Toplum







Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı ile yine Türkiye’de siyasi arena karıştı. Sadece eşinin başörtülü olması, onun laikliğe inancı konusundaki verdiği bütün taahhütlere inanılmaması ve laik rejimin tehlikede olduğu çığlıklarının yükselmesine yetti.

16 Eylül 2006

'Batı direncimizi kırmak istiyor'

Milli Gazete'ye konuşan YARIN Dergisi yazarı Altay Ünaltay, “Batı, Müslümanları ilkel ve şiddet düşkünü bir kültürün çocukları olarak göstermek istiyor” diyor
 

Türkiye Avrupa Birliği’ni bir Medeniyet Projesi olarak görüyor. Bu yanlış bir hedef değil mi? Türkiye 1100 yıllık bir medeniyetin temsilcisi, AB ise daha kurulalı 50 yıl oldu. Üstelik ekonomik bir birlik olarak kuruldu.
Avrupa, miladi 5. yüzyılda Roma kentini alarak Batı Roma’yı yıkan Germen kralı Odovakar’dan beri Roma imparatorluğunu tekrar kurma peşindedir.

Kredokrasi'ye Karşı Demokrasi


Yalnız ve küçük bir grup
Bizden kalanlar
Kaçaklar, göçebeler
Hüzün ve acıdalar
Karanlık ormanda
Köpekler ardımızda
Ve avlanan kuzu gibi
Biz esirleri getirirler

Kalabalık, parmaklarıyla
Gösterir bizi, yuhalar
Ve sabırsız keskin baltaları
Dinsizlere iner
(1)
Amish Şehitler İlahisi

Dine Karşı Din


Darwinizm Batı muhafazakarlığının sıcak çatışma noktalarından biridir. Yıllardır ABD'nin birçok eyaletinde "okullarda Darwin'in evrim teorisi mi okutulsun; yoksa yaradılış teorisi mi okutulsun" tartışması sürer, yargıda davalar açılır; karşıt görüşün yasaklanmasına çalışılır; tartışma bitmez.

13 Temmuz 2006

Osmanlı Ordugahı: Altındağ

"1453'te yokoluş eşiğindeki Konstantinopol'un eteklerinde bir Osmanlı ordugahı düşünün; Altındağ budur."

Robert Kaplan "The Coming Anarchy"

ALTINDAĞ

Amerikalı gazeteci yazar Robert Kaplan, yaklaşık 10 yıl önce dünyayı dolaşarak yazdığı "The Coming Anarchy" (Yaklaşan Anarşi) adlı gezi yazılarında o sıralar Ankara eteklerinde bir gecekondu mahallesi olan Altındağ'da uğradığı tarifsiz şaşkınlık ve hayranlığı bu sözlerle noktalar.

16 Haziran 2006

Doğu, Batı ve İlahi Adalet



EY ŞEHİR, ŞEHİR!

"Ey şehir, şehir! Bütün kentlerin gözbebeği! Bütün dünyada senden sözedilir. Dünyanın en yüce seyirliği, bütün kiliselerin sütannesi, iman beldesi, doğru inancın rehberi, eğitimin muhafızı, her iyiliğin haznesi. Sen ilahi öfkenin kupasından içtin ve daha önce beş kentin üstüne düşenlerden daha korkunç bir ateşçe ziyaret edildin."
Niketas Akominates, 1204, İstanbul
(4. Haçlı Seferi İstanbul'u yağmalarken)

16 Mayıs 2006

Tanrı, İyi ve Kötü: Kurtuluş Nerede?


Bölgeyi kan ve ateşe boğan zalimlerle ittifak ederek ve onların istekleri doğrultusunda bir düzen için, güç ve hakimiyet peşinde koşmak mukaddes midir?

16 Eylül 2005

Devlet mi, Sivil Toplum mu? - “Toplum Hem Bireyin Hem de Devletin Üstünde Gelir”

Söyleşi 

Türkiye'de devletin din ve ahlak alanındaki rolü nedir? Ne olmalıdır?

Türkiye’de devletin din ve ahlak alanında belirleyici rolü vardır. Bunun tarihsel nedenleri var. Gelenekleri İslam’dan da eski bir din -devlet ilişkisinin hüküm sürdüğü bu topraklarda kurumsal din hep kurumsal devletin bir şubesi ve devletin başına, yani hükümdara bağlı resmi bir müessesedir.

'Ahmediyye'


"Hayır efendim bu kimlik olmaz, bunu kabul edemem beyefendi" diyordu kapıdaki memur. "Memur bey bu Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanı, bundan ala kimlik mi olur?" diye sordum. "Efendim bunun süresi doldu, değiştirmeniz ve Ahmediye vatandaşı olduğunuza dair kimlik almanız lazım," diyordu. Allahım yine bu Ahmediye!
Postadan gelen kargomu sonuçta alamamıştım. Şimdi postaneye gitmem, geçici kimlik beyanı doldurmam, onaylatmam, vs. vs. birsürü işlem yaptırmam lazımdı. Bunlardan sonra kargomu gecikmeyle alabilecektim. Gerçekten nereden çıktı bu Ahmediye?

16 Eylül 2004

Bir Bunalım Çağında Milletleşme: Nasyonalizm - Patriotizm




21. yüzyılın ikinci yarısında siyasal tarihçiler tarafından Türk nasyonalizmi projesinin milletleşmede başarısızlık örnekleri arasında okutulacağı kesindir. Çünkü Türk nasyonalizmi o döneme varamamış ve çoktan tarih olmuş olacak; iki şekilde: Ya Türkiye bu projeyi terkedecek ve yerine “patriotizm”i ikame edecektir; ya da “nasyonalizm” ısrarı milli gerçeklerimizle çatıştıkça akıl dışı bir patlamayla bizi yıkıma götürecektir. Nasyonalizm nedir, patriotizm nedir?

1 Eylül 2004

Bir Toplantı, Bir Alman Kasabası ve Bir Türkün Hatıraları





Eylül 2004 sonu Almanya’da, Wiesbaden yakınlarındaki küçük bir Alman kasabası olan Idstein’da Schiller Enstitüsü’nün düzenlediği “Tarihte Dönüm Noktası” adlı toplantıya katıldıydım.


Idstein, Ortaçağ’dan kalma, sivri kuleli şatoları, eski, damlarında rüzgâr horozu olan evleri ile adeta Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masal kitabının sayfalarından fırlamış sevimli bir Alman kasabasıydı.

16 Eylül 2003

‘Büyük Sultanın Şehri’

Ağır bir kar yağışı Anadolu’nun dağ geçitlerini tıkıyor, yollara Acem halısı kalınlığında bir örtü seriyor, şehrin cami kubbelerini, kiliselerini ve çarşılarını beyaza boyuyor; burası büyük imparatorlukların ezeli şehri. Ben Yeruşalayim-Kudüs’ten, Moskova’dan geçerek buraya geldim; bu iki yerin İkinci Roma ile derin bağları var. Birkaç gün önce Kudüs’ün ürpertici duvarları önünde duruyor ve hala okunan eski yazılara bakıyordum: Şehir Muhteşem Süleyman tarafından tahkim edilmiş, Osmanlının en büyük padişahı. Filistin’in heryerinde Osmanlı hakimiyetinin izlerini bulabilirsiniz, çünkü Osmanlılar 400 yıl Ortadoğu’nun koruyucularıydılar. Burayı Bizans İmparatorluğu’ndan aldılar, ama Ortodoks Hıristiyanların ve o kadar Ortodoks olmayan diğerlerinin haklarını ve dini özgürlüklerini korudular. Sizin sert Yeniçerileriniz Ortadoğu’ya modern zamanlara dek barış içinde gelişme imkanını verdiler.

Demokratik reform önerisi: Yarı Başkanlık Sistemi

"Devlet, insanların günahlarının kefaretidir."
St Augustine, Civitas Dei (Tanrı Kenti)

Bugün Türk halkı eski bir Çin masalında geçen köyün sakinlerini andırıyor:

Köyün birinin yakınında bir dağ varmış. Dağın içinde bir ejderha yaşarmış. Köylüler ejderhanın şerrinden korktuklarından her yıl düzenli olarak ona hediyeler gönderirlermiş. Arada bir köyden bir yiğit delikanlı çıkar; ejderhayı yok edeceğini söyleyerek kılıcını alır gidermiş. Ama nice yiğitler gitmiş; dönen olmamış.

16 Eylül 2002

LaRouche: Sakin Olun! Düşman Burada, ABD’nin İçinde


Çeviren: A. Altay Ünaltay

18 Eylül 2001
18 Eylül 2001’de Lyndon LaRouche Executive Intelligence Review şef editörü John Sigerson’la geniş kapsamlı bir sohbet yaptı. Sigerson: Lyn, Pentagon’a ve Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırıların üstünden bir hafta geçti. Geçen Salı günü olaylardan itibaren bütün hafta boyunca yorumlar yaptınız. Şimdi Amerikan halkına ne söyleyeceksiniz?
LaRouche: En önemli nokta, ya da birinci nokta, insanların korkmuş olması - ilk göze çarpan şey.

‘11 Eylül, Amerikan Hükümet Darbesidir!’

SÖYLEŞİ: TAHA ÖZHAN
                                    ÇEVİRİ: A. ALTAY ÜNALTAY




Bu operasyonun hedefi Amerikan yönetimini
11 Eylül’ün akşam saatlerinde yaptıklarını yapması gereken bir yöne doğru itmekti. Dünya üzerindeki her devletin, kapalı bir şekilde, birer birer tüm ulusal selahiyetini İngilizce-konuşan, Roma-tarzı Dünya imparatorluğuna teslim etmesi operasyonuydu.
Türkiye Lyndon LaRouche’un renkli kişiliğinden 11 Eylül 2201’in trajik olaylarından sonra haberdar oldu. Amerikan devletinin kimi çevreleriyle de önemli ilişkiler içinde olan LaRouche başından beri ısrarla Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a uçaklarla yapılan intihar saldırılarının “içerden” düzenlendiği ve bunun bir Amerikan “hükümet darbesi” olduğunu savundu.
Büyük basında o zaman kendisinden demeçler yayınlanan LaRouche daha sonra Türkiye gündeminden çıktı. Ancak Clinton dönemi ABD dış politikalarıyla şimdiki Bush döneminin dış politikasını kıyaslayan ya da Türkiye ve Dünya ekonomisinin geleceği ile ilgili “birşeylerin yolunda gitmediğini” düşünen her kes LaRouche’un söylediklerine kulak vermelidir.

Filistin, Rusya, Arafat ve Prohanov



“Filistin. Semavi ve mistik ülke. Onu evrene bağlayan göbek kordonundan yeryüzü hayatını besleyen dingin ruh aşağı akıyor. Tarihi pekiştirmek, canlıları diri tutmak için. Yerkabuğunun üstündeki hayat pınarı, orada hayatın nabzı atıyor. Burada Beytüllahim’de İsa doğdu ve insanlığı değiştirdi. Burada Avrupa ve Asya kılıç tokuşturdular.”

Avrupa Birliği Birlik’ midir?

"Ben Avrupa’nın son umuduydum
Adolf Hitler, 1945 yılında “ölümünden” 2 ay önce


“De Gaulle ekonomi ile bürokrasinin politika ve iktidarı izleyeceğini ve aksinin olmayacağını biliyordu.”
John Lukacs, 20. Yüzyılın ve Modern Çağın Sonu, 1993

 “Geçen seneye dek Avrupa’nın hümanist değerlerine sonuna dek inanıyordum: Onun demokratik ideallerine, insan hakları beyannamesine, laik devletlerindeki inanç özgürlüğüne... İçtiğim bu zehir içkisinden sonra artık Avrupa hümanizmine inanamam. İnsan hakları beyannamesinin temel fikirleri Bosna’da öldü. O fikirlere inanan onbinlerce erkek ve kadın, şimdi yer olmadığı için Saraybosna mezarlığında üstüste ... yatıyorlar.
Mustafa Çeriç, Bosna-Hersek Reis ül-Uleması, Saraybosna, 1993 
 
 “Ben Avrupa düşmanı değilim. Ben ulusların Avrupası’nın taraftarıyım; vatanların Avrupası’nın. Ama ben bir uluslarüstü, federal ve federalleşen Avrupa’nın kesin karşıtıyım... kabul etmediğim şey Brüksel Avrupası’nın geri döndürülemez olduğu fikridir.”
Jean Marie Le Pen, 2002 Fransa cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında

Birleşik Avrupa, uzun yılların özlemi. Organize bir Birleşik Avrupa hareketi “tüm savaşları sona erdirecek savaş” olan 1. Dünya Savaşı sonu hayal kırıklıkları ve arayışların ikliminde 1923’te Kont Richard Coudenhove-Kalergi’nin başını çektiği Pan-Avrupa derneği ile başlar.